Tıp dünyasında, kök hücrelerin yenilenmesi amacıyla hastalardan alınan kanın hücrelere ayrılıp pıhtılaşan kısmının yeniden hastaya verilmesi yöntemi olarak nitelendirilen PRP uygulaması, özellikle menopoz sonrasında kadınları etkileyen ve dizlerinde kireçlenme problemi yaşayan hastalar için de umut oldu.
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Tuncay Çakır, hastanın kendi kanı kullanarak yapılan uygulamanın dizlerinde kireçlenme rahatsızlığı bulunan hastalara uygulamaya başladıklarını söyledi.
Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaklaşık 6 ay önce başladıkları uygulama kapsamında 7 hastanın tedavi edildiğini anlatan Çakır, 6 hastadan olumlu yanıt aldıklarını, bir hastada ise yüzde 25 oranında iyileşme sağlandığını ifade etti.
Dizinde kireçlenme problemi yaşayan hasta üzerinde önce bir araştırma yaptıklarını, kanında pıhtılaşma bozukluklarının olup olmadığını incelediklerini anlatan Çakır, şöyle konuştu:
“Testler olumlu çıktığında hastanın kolundan özel iki tüpe kan alıyoruz. Kendi kanının bazı uygulamalardan geçirdikten sonra pıhtılaşma hücrelerinden bir miktar alıp, hastanın dizine enjekte ediyoruz.”
Uygulamanın birer hafta ara ile iki aşamada gerçekleştirdiklerini söyleyen Çakır, özellikle ikinci aşamanın ardından hastanın ağrılarında ciddi oranda azalma olduğunu ve yaşam kalitesinin düzeldiğini bildirdi.
YENİDEN KIKIRDAK YAPIMINA YARDIMCI
Uygulama ile dizlerdeki kök hücrelerini yeniden canlandırdıklarını dile getiren Çakır, “Bölgedeki kök hücrelerini uyararak yeniden kıkırdak yapımına yardımcı oluyoruz. Bölgesel kan dolaşımını artırıp, oradaki ölü dokuyu uzaklaştırıyor ve hastanın yeniden kıkırdağına sahip olmasını sağlıyoruz” diye konuştu.
Dizinde kireçlenme olan hastaların yürümekte zorluk çektiklerini ve hastalara protez önerildiğini hatırlatan Çakır, kandaki gizemli güç ile hastanın bacaklarını proteze gitmeden kurtarabildiklerini ifade etti. Ayrıca hastanın yaşam kalitesini de artırdıklarını kaydeden Çakır, “Daha önce yürümekte zorluk çeken, sürekli ağrılarla boğuşan hastalarımız, uygulamanın ardından günlük yaşam aktivitelerini rahatlıkla yapabiliyor ve daha kaliteli bir yaşama sahip oluyor” dedi.
Ayrıca hastaya kendi kanını verdikleri için de herhangi bir alerji riskinin bulunmadığına işaret eden Çakır, tedavi yönteminin daha güvenli olduğunu belirtti.
Tedavinin maliyetinin de yüksek olmadığını dile getiren Çakır, sadece özel tüpleri hastanın kendisinin aldığını, diğer uygulamaların ise hastanede yapıldığını kaydetti. Çakır, tüplerin ise yaklaşık 240 lira civarında olduğunu bildirdi.
ÖLDÜ DEDİĞİ BACAKLARI TEDAVİ İLE HAYAT BULDU
Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde yaşayan 73 yaşındaki Vahide Arslan da 10 yıldır dizlerindeki kireçlenme nedeniyle yürümekte zorluk çektiğini söyleyen Arslan, farklı hastanelerde şifa aradığını ama bir türlü dizlerindeki ağrıyı dindiremediğini kaydetti.
Son gittiği hastanede doktorun kendisine dizlerinin işlevini yitirdiğini ifade ettiğini anlatan Arslan, gelini Gülizar Arslan'ın yönlendirmesiyle Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gelerek Dr. Tuncay Çakır'a muayene olduğunu belirtti. Kolundan alınan kanın bir kaç süreçten geçtikten sonra dizinden yeniden vücuduna verildiğini dile getiren Arslan, ilk uygulamadan sonra dizlerindeki ağrının azaldığını ve rahat yürümeye başladığını bildirdi.
İkinci uygulamadan sonra daha iyi olmayı umut eden Arslan, “Öldü dediğim, umudu kestiğim dizlerim bu tedavi ile yeniden hayat buldu. Çok şükür yürüyebiliyorum, işlerimi görüyorum. Ağrılarım da kesildi” dedi. (AA-Hürriyet)
Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Tuncay Çakır, hastanın kendi kanı kullanarak yapılan uygulamanın dizlerinde kireçlenme rahatsızlığı bulunan hastalara uygulamaya başladıklarını söyledi.
Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde yaklaşık 6 ay önce başladıkları uygulama kapsamında 7 hastanın tedavi edildiğini anlatan Çakır, 6 hastadan olumlu yanıt aldıklarını, bir hastada ise yüzde 25 oranında iyileşme sağlandığını ifade etti.
Dizinde kireçlenme problemi yaşayan hasta üzerinde önce bir araştırma yaptıklarını, kanında pıhtılaşma bozukluklarının olup olmadığını incelediklerini anlatan Çakır, şöyle konuştu:
“Testler olumlu çıktığında hastanın kolundan özel iki tüpe kan alıyoruz. Kendi kanının bazı uygulamalardan geçirdikten sonra pıhtılaşma hücrelerinden bir miktar alıp, hastanın dizine enjekte ediyoruz.”
Uygulamanın birer hafta ara ile iki aşamada gerçekleştirdiklerini söyleyen Çakır, özellikle ikinci aşamanın ardından hastanın ağrılarında ciddi oranda azalma olduğunu ve yaşam kalitesinin düzeldiğini bildirdi.
YENİDEN KIKIRDAK YAPIMINA YARDIMCI
Uygulama ile dizlerdeki kök hücrelerini yeniden canlandırdıklarını dile getiren Çakır, “Bölgedeki kök hücrelerini uyararak yeniden kıkırdak yapımına yardımcı oluyoruz. Bölgesel kan dolaşımını artırıp, oradaki ölü dokuyu uzaklaştırıyor ve hastanın yeniden kıkırdağına sahip olmasını sağlıyoruz” diye konuştu.
Dizinde kireçlenme olan hastaların yürümekte zorluk çektiklerini ve hastalara protez önerildiğini hatırlatan Çakır, kandaki gizemli güç ile hastanın bacaklarını proteze gitmeden kurtarabildiklerini ifade etti. Ayrıca hastanın yaşam kalitesini de artırdıklarını kaydeden Çakır, “Daha önce yürümekte zorluk çeken, sürekli ağrılarla boğuşan hastalarımız, uygulamanın ardından günlük yaşam aktivitelerini rahatlıkla yapabiliyor ve daha kaliteli bir yaşama sahip oluyor” dedi.
Ayrıca hastaya kendi kanını verdikleri için de herhangi bir alerji riskinin bulunmadığına işaret eden Çakır, tedavi yönteminin daha güvenli olduğunu belirtti.
Tedavinin maliyetinin de yüksek olmadığını dile getiren Çakır, sadece özel tüpleri hastanın kendisinin aldığını, diğer uygulamaların ise hastanede yapıldığını kaydetti. Çakır, tüplerin ise yaklaşık 240 lira civarında olduğunu bildirdi.
ÖLDÜ DEDİĞİ BACAKLARI TEDAVİ İLE HAYAT BULDU
Afyonkarahisar'ın Dinar ilçesinde yaşayan 73 yaşındaki Vahide Arslan da 10 yıldır dizlerindeki kireçlenme nedeniyle yürümekte zorluk çektiğini söyleyen Arslan, farklı hastanelerde şifa aradığını ama bir türlü dizlerindeki ağrıyı dindiremediğini kaydetti.
Son gittiği hastanede doktorun kendisine dizlerinin işlevini yitirdiğini ifade ettiğini anlatan Arslan, gelini Gülizar Arslan'ın yönlendirmesiyle Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne gelerek Dr. Tuncay Çakır'a muayene olduğunu belirtti. Kolundan alınan kanın bir kaç süreçten geçtikten sonra dizinden yeniden vücuduna verildiğini dile getiren Arslan, ilk uygulamadan sonra dizlerindeki ağrının azaldığını ve rahat yürümeye başladığını bildirdi.
İkinci uygulamadan sonra daha iyi olmayı umut eden Arslan, “Öldü dediğim, umudu kestiğim dizlerim bu tedavi ile yeniden hayat buldu. Çok şükür yürüyebiliyorum, işlerimi görüyorum. Ağrılarım da kesildi” dedi. (AA-Hürriyet)