1 dakika yürümek ömrünüzü 1 buçuk, 2 dakika uzatıyor. Farklı ülkelerden endokrinologların katıldığı "endobrigde" toplantısında açıklanan verilere göre Türk insanı hareketlilik bakımından kötü durumda. Hacettepe Üniversitesi'nden Prof. Dr Okan Bülent Yıldız Türk insanının yüzde 75-80'inin hareketsiz bir yaşam sürdürdüğünü belirtti.
Prof. Dr. Yıldız, yeni yapılan ve makalesi henüz yayınlanmayan bir araştırmaya göre egzersiz ile kişilerdeki "kötü genetik mirasın" bile değiştirilebildiğini ve bunun aslında yüz güldürücü bir sonuç olduğunu açıkladı. Diyabetin, obezitenin, tiroid hastalıklarının altında hormonların yattığını ve bu durumun genetik olduğu bilinen bir gerçek ancak egzersizle, hareketli bir hayat sürdürerek hormonları düzene sokmak mümkün.
TÜRK İNSANI SINIFTA KALDI
İsveç Malmö Üniversitesi'nde 6 aylık bir egzersiz programı öncesinde ve sonrasında 23 erkekten alınan cilt altı yağ dokusundan DNA ve RNA ayrıştırılarak, hareketsiz yaşam sürdüren sağlıklı kişiler ile karşılaştırıldığını anlatan Yıldız, "Egzersiz ile diyabet ilişkili 21 genin yapısında bir değişiklik, artış ve bu genlerin üçte birinin de fonksiyonunda değişiklik gözlendi. Çalışma, genlerimizin vücuttan veya çevreden aldıkları sinyallere yapı ve fonksiyon değişikliği ile yanıt verdiğine işaret ediyor. Bu yanıtlar, diyabet ve obezitenin tedavisinde klinik olarak önem taşıyabilecek bu toplantımızda da değerlendirildi" diye konuştu. Prof. Yıldız Türk insanının da hareketli yaşam konusunda sınıfta kaldığını ve yüzde 75-80'inin neredeyse hiç hareket etmeden ve egzersiz yapmadan yaşadığını belirtti.
HASTALIK YOK HASTA VAR
Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Endokrinoloji Metabolizma ve Diyabet Bölümü Öğretim Üyesi Prof.
Dr. Sadi Gündoğdu, kolesterolün vücutta olması gerektiğini ama yine de yüksek kolesterolden korkulması gerektiğinin altını çizdi: "Kolesterol faydalı deniyor. Elbette ki vücudun buna ihtiyacı var. Özellikle de iyi kolesterole ve bu iyi kolesterol sadece egzersizle ve Akdeniz tipi beslenmeyle arttırılabiliyor. Ama örneğin bir diyabet hastası mutlaka kolesterolünü bir değerin altında tutmak zorunda. Bu yüzden genele değil kişiye özel tavsiyeler, tedaviler uygulanmalı. Bizim için hastalık yoktur, hasta vardır."
Türkiye'de obeziteye de değinen Prof. Dr. Gündoğdu: Hormonların değişik doku ve organlara taşıdıkları mesajlar aracılığıyla endokrin sistemin metabolizma, üreme,
büyüme, uyku, strese yönelik vücudun tüm işleyişini kontrol ettiğini açıkladı. Gündoğdu, obezite, diyabet, kemik erimesi, metabolizma gibi birçok hastalığın da temelinde endokrinin bulunduğunu kaydetti.
16 ÜLKEDEN KATILIM OLDU
16 ülkede 456 endokrinoloğun katıldığı ve Antalya'da düzenlenen Endobridge toplantısın Ukrayna, Rusya, Azerbeycan, Litvanya, Estonya, Balkan ülkeleri, Ürdün, Yemen, Filistin, İran ve Körfez ülkelerinden uzmanlar katıldı. (Hürriyet)