Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi Gastroenteroloji Bilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Mehmet Koruk “Hepatit B ve Karaciğer Kanseri” ile ilgili açıklamada bulunarak viral hepatite dikkat edilmesi gerekildiğini söyledi.
Koruk yaptığı açıklamada, dünyada en yaygın virüsün viral hepatit olduğunu belirterek, “Karaciğerin işlevleri göz önüne alındığında, İngilizcede yaşayan/yaşamak anlamına gelen "live" ifadesinin karaciğer anlamına gelen "liver" kelimesinde geçmesi/bulunması nedensiz değildir. Karaciğer, enerji üretmek üzere besinleri parçalayarak vücudun enerji santrali işlevi görmek, kimyasalları ve hormonları düzenlemek ve enfeksiyonlarla savaşmak gibi vücudu temiz ve sağlıklı tutmaya hizmet eden 500’ü aşkın işlevden sorumludur. Virüslerden genetik bozukluklara, aşırı yağlı yemekten fazla alkol tüketimine, karaciğer sağlığını tehdit eden pek çok şey vardır. Viral tehditler arasında en başta gelen, dünyada en yaygın karaciğer enfeksiyonu olan viral hepatittir” dedi.
"YILLAR BOYU TEŞHİS EDİLMİYOR"
“Hepatit, karaciğer enflamasyonu demektir” diyen Koruk, “Karaciğerin hayati işlevlerini yerine getirme kapasitesini etkileyen birçok viral enfeksiyon tipini kapsar. Karaciğer üzerindeki etkileri arasında enfeksiyonlarla savaşma yeteneğinin zayıflaması, fibroz olarak adlandırılan orta şiddette skar dokusu oluşumu ve siroz denilen ağır skar dokusu oluşumu yer alır. En önemlisiyse, karaciğer hastalıklarının genelde önce hiçbir uyarı işareti ya da semptom göstermemesi ve komplikasyonların yıllar boyunca teşhis edilmeden sürebilmesidir” diye konuştu.
Farklı Virüslerin ve Farklı Bulaşma Yollarının olduğunu dile getiren Koruk, “Akut, yani kısa süreli viral hepatite yol açan çeşitli virüsler - A, B, C, D ve E - vardır. Pek çok vakada virüs, uzun vadeli komplikasyonlara yol açmadan kendi kendine yok olur. Ancak, B ve C tipi hepatit virüsleri ömür boyu süren kronik enfeksiyonlar geliştirebilir. Kronik hepatit hastalarının yüzde 15-25’inde zaman içerisinde siroz ve karaciğer kanseri dahil, hayati tehlike potansiyeli taşıyan hastalıklar gelişir. Farklı hepatit virüsleri farklı yollardan yayılır. Hepatit A ve E, enfekte insan dışkısıyla kontamine olan su ve yiyecekler yoluyla bulaşır. Hepatit B, C ve D ise enfekte kan ya da vücut sıvılarına temasla bulaşır.3 Hepatit B (HBV) ve C (HCV), en yaygın viral hepatit türleridir ve dünyada yaklaşık 500 milyon kişi bu iki virüsten biriyle kronik olarak enfekte durumdadır. HBV ve HCV her yıl yaklaşık 1 milyon kişinin ölümüne yol açmaktadır; her 3 kişiden biri ise şimdiye kadar virüslerden en azından biriyle karşılaşmıştır. Hepatit B virüsü (HBV) kronik karaciğer hastalığının ve karaciğer bağlantılı ölümlerin dünya çapındaki en önde gelen nedenidir. Tüm dünyada kronik HBV enfeksiyonu taşıyan insanların sayısı 350 milyondur, 2 milyar kişi ise hayatının bir noktasında virüse maruz kalmıştır. HBV ayrıca son derece bulaşıcıdır - HIV virüsünden 100 kat daha fazla bulaşıcıdır” şeklinde konuştu.
DİŞ FIRÇASI TRAŞ BIÇAĞI İLE DE BULAŞIR
Hepatit B (HBV) enfeksiyonuna yakalanma riskini anlatan Koruk, “HBV insandan insana enfekte kan ya da vücut sıvılarına temasla bulaşır. En yaygın bulaşma şekli coğrafi bölgelere göre farklılık gösterir. Batı Avrupa’da enfeksiyonların büyük bölümü enfekte kişiyle cinsel temas ya da iğne ve enjektör paylaşımı yoluyla bulaşır. Ancak, Asya ve Orta Doğu’da HBV en yaygın olarak anneden çocuğa ya da çocuktan çocuğa geçer. Diğer yaygın bulaşma yolları ise enfekte bireylerle diş fırçası, tıraş bıçağı gibi kişisel eşyaların ortaklaşa kullanılması ve dövme ve piercing için sterilize edilmemiş alet kullanımıdır. Enfekte anneler virüsü doğum sırasında bebeklerine geçirebilir; ayrıca kazara batan iğneler yoluyla enfekte kana maruz kalabilecek sağlık personeli de risk altındadır. Hepatit B enfeksiyonu geçiren çoğu birey herhangi bir belirti ya da semptom göstermez, ancak siroz ve karaciğer kanseri açısından çok daha büyük bir risk taşırlar. Gerçekten de, enfekte kişilerin yüzde 15-25'inde HBV kaynaklı karaciğer hastalığı gelişir. Birkaç yıl içinde, normal karaciğer dokusunun yerini ölü skar dokusunun alması demek olan siroz ortaya çıkar. Sonunda siroz karaciğer yetmezliğine yol açar, çünkü dokular öldükçe, karaciğerin işlev kabiliyeti azalır.
KRONİK HEPATİT B'NİN TEDAVİSİ YOK
HBV tüm dünyada kronik karaciğer hastalıklarının ve karaciğere bağlı ölümlerin baş sebebidir. Kronik HBV’nin doğrudan tedavisi yoktur, ancak daha ağır ve hayati tehdit oluşturan komplikasyonların gelişmesini önlemeye yardım eden iki tip tedavi bulunmaktadır. İnterferon tedavisi bağışıklık sisteminin enfeksiyona yanıtını güçlendirmek yoluyla etki gösterir. Antiviral tedavi ise virüsün kendini kopyalarken kullandığı sürece doğrudan müdahale ederek, böylece kandaki virus miktarını azaltmak suretiyle etkili olur. Kandaki virüs miktarının azaltılması, Bu miktarın zaman içerisinde mümkün olan en düşük seviyede tutulması, Tedavi seçenekleri her zaman bir hekimle ya da bu hedeflerin neden önemli olduğunu açıklayabilecek bir sağlık mesleği mensubuyla görüşülmelidir. Aşılama HBV’ye karşı başlıca korunma yöntemidir. Aşı sadece daha önce virüse maruz kalmamış bireylerde etkindir. HBV riski taşıyan kişilerin, teşhis için basit kan testleri hakkında hekimlerine danışmaları gereklidir. Yaratabileceği ciddi sağlık sorunları açısından olduğu gibi, enfekte kişi belirti göstermediği halde hastalığı başkalarına bulaştırabileceği için de HBV enfeksiyonunun tespiti kritik önemdedir. Semptom görülmemesi nedeniyle, hastalığı teşhis edilmemiş milyonlarca HBV'li insan vardır. Son olarak, HBV’nin yayılmasını önlemek için risk faktörlerini anlamak ve virüse maruz kalmaya yol açabilecek durumlardan kaçınmak gerekir” ifadelerini kullandı.
"ÖLÜMLERİN DÜNYA ÇAPINDAKİ EN ÖNDE GELEN NEDENİDİR"
Karaciğerin geniş bir çeşitlilikte yaşamsal işlevlerde rol alan vücudun büyük ve önemli organlarından birisi olduğunu dile getiren Koruk sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ne yazık ki, karaciğer komplikasyonları genellikle belirsiz kalırlar, hatta semptom oluşturmazlar ve sıklıkla uzun yıllar tespit edilmezler. Hepatit B gibi kronik karaciğer enfeksiyonları vücudun kendini ayakta tutma yeteneğini belirgin olarak bozabilir ve sonuçta karaciğer kanseri, karaciğer yetmezliği, ve sonunda ölüm dahil daha ciddi durumlara yol açabilirler. Virüslerden genetik bozukluklara, aşırı şişmanlıktan aşırı alkol alımına kadar birçok neden karaciğer bozukluklarına yol açsa da Hepatit B dünyanın en yaygın karaciğer enfeksiyonudur. Hepatit B hepatit B virüsü (HBV) ile oluşur ve dünyada iki milyardan daha fazla insanda enfeksiyon geçmişi vardır. Birçok olguda, virüs uzun vadeli komplikasyonlara olmadan kendini yok eder. Ancak virüs bir hayat boyu varlığını sürdürebilir veya bireylerde karaciğer kanseri oluşturma riskini arttıracak kronik hastalığa yol açabilir. Kronik enfeksiyon prevalansı geçiş yoluna ve virüsün alındığı yaşa bağlı olsa da, yetişkin vakaların yaklaşık % 10’u kronik enfeksiyona dönüşür.
350 MİLYON KİŞİYİ ETKİLİYOR
Dünyada yaklaşık 350 milyon kişi kronik hepatit B ile enfekte olmuştur. HBV kişiden kişiye enfekte kan veya vücut sıvıları ile bulaşır. Bulaşmanın en sık yolu coğrafi değişkenlik göstermektedir. Batı Avrupa’da bulaşma çoğunlukla enfekte kişilerle yapılan cinsel ilişki yolu yanı sıra iğne ve şırınga paylaşımıyladır. Ancak Asya ve Orta Doğu’da HBV ağırlıklı olarak anneden çocuğa ve çocuktan çocuğa bulaşma şeklindedir. Bulaşmanın diğer yolları enfekte kişiye ait diş fırçalarının veya jilet gibi kişisel eşyalarının veya sterilize olmayan piercing ve dövme aletlerinin paylaşımıdır. Enfekte anneler bebeklerine doğum sırasında enfeksiyon bulaştırabilirler. Sağlık çalışanları da kaza ile enfekte iğnelerin kendilerine batması nedeni ile risk altındadırlar. Her karaciğer enfeksiyonu enflamasyona neden olur ve karaciğerin hayati işlevlerini gerçekleştirecek karaciğer kapasitesine zarar verir. Özellikle komplikasyonlar enfeksiyonlarla mücadele yeteneğinin azalmasından, fibrozis denilen hafif ve orta derecede yara izi-dokusu dokusu oluşmasına ve siroz denilen ağır yara izi-dokusu oluşmasına kadar gidebilir. En önemlisi karaciğer hastalıkları genellikle hiçbir belirti veya semptom göstermez ve komplikasyonlar yıllarca tanı konmadan kalabilir. Hepatit B’li çoğu kişide herhangi bir belirti veya semptom ortaya çıkmaz, ancak bu kişilerde siroz ve karaciğer kanseri gelişme riski çok daha yüksektir. Her yıl yaklaşık 2000-4000 kişi hepatit B nedenli karaciğer hastalığı nedeniyle ölmektedir.
Siroz, önceden var olan karaciğer hasarı veya enfeksiyonundan yıllar sonar, normal karaciğer dokusunun yerini ölü yara izi dokusunun yer almasıdır. Sonunda, doku öldükçe, karaciğerin işlev yeteneği azalır ve siroz karaciğer yetmezliğine yol açar. Hepatit B, siroza ek olarak neredeyse her zaman ölümcül olan karaciğer kanserlerininyüzde 80’inden sorumludur. 10 Hepatit B virüsü (HBV) kronik karaciğer hastalığının ve karaciğer bağlantılı ölümlerin dünya çapındaki en önde gelen nedenidir. Aşılama hepatit B korunması için birincil yoldur. Aşı sadece virüse önceden maruz kalmayan bireyler için etkilidir. Hepatit B riski altındaki tüm bireyler hepatit B tanısı için, basit bir kan testi hakkında doktorlarına başvurmalıdırlar.
HBV enfeksiyonunun saptanması sadece potansiyel olarak ciddi sağlık etkileri nedeniyle değil, enfekte kişinin bilmeden hastalığı yayıyor olması nedeniyle kritiktir. Son olarak vurgulanması gereken, hepatit B yayılmasının önlenmesi risk faktörlerinin anlaşılmasını ve virüs maruziyetinden sakınılmasını gerektirdiğidir. Daha şiddetli ya da yaşamı tehdit edici komplikasyonların gelişmesini engelleyen tedaviler vardır. Bazı ilaçlar enfeksiyona bağışıklık sisteminin tepki geliştirmesini güçlendirmek yoluyla etki gösterirler. Bazı ilaçlar ise virüsün kendini kopyalama sürecini doğrudan engelleyerek ve böylece kandaki virüs miktarını azaltarak etki gösterirler, Kan içinde virüs miktarını azaltılması, Zaman içerisinde virüs düzeyinin mümkün olduğunca düşük tutulması tedavi seçenekleri her zaman bu hedeflerin neden önemli olduğunu açıklayabilen bir doktor veya sağlık profesyoneli ile görüşülmelidir.”
KARACİĞER KANSERİ VE HEPATİT
Karaciğer kanserinin dünyada kanserden kaynaklanan ölümler arasında 3.’cü geldiğini kaydeden Koruk şunları söyledi:
“Hepatosellüler karsinom (HCC) diye de adlandırılan primer karaciğer kanseri, tüm dünyada kanserden kaynaklanan ölümler arasında üçüncü sırada gelmektedir. Hastalığa yol açan nedir? Nasıl önlenebilir? İnsan vücudundaki en büyük ve en önemli organlardan biri olan karaciğer, enerji üretmek üzere besinleri parçalayarak vücudun enerji santrali işlevi görmek, kimyasalları ve hormonları düzenlemek ve enfeksiyonlarla savaşmak gibi vücudu temiz ve sağlıklı tutan çok çeşitli yaşamsal süreçlerde etkindir. Maalesef, karaciğer kanseri gibi ciddi bir hastalık ortaya çıkıncaya kadar karaciğer komplikasyonları genelde yıllarca farkına varılmadan kalır. Bunun nedeni, karaciğer dokusunun en az %75’i yıkıma uğramadan karaciğer işlevlerinde bir azalmanın görülmemesidir. Hepatit, yani enfeksiyondan kaynaklanan karaciğer enflamasyonu, tüm dünyada primer karaciğer kanseri vakalarının yüzde 80’inden sorumludur. Özellikle hepatit B (HBV) ve hepatit C (HCV) dünya çapında karaciğer kanserinin baş sebebidir.
Diğer risk faktörleri ise şunlardır: aşırı alkol kullanımı; aflatoksinlere (yağlı tohumlarda, baklagillerde ve tohumlarda görülen bir küf tarafından üretilen toksinler) maruz kalmak; demir depolama (vücutta karaciğer ve diğer organlarda aşırı demir birikmesi) hastalığı; siroz, obezite ve diyabet.İstatistikler şunları ortaya koyuyor, Primer karaciğer kanserinde 5 yıl sağkalım oranı yüzde 10’dan düşük, 2008’de tüm dünyada 749.000 karaciğer kanseri vakası bildirildi. Hepatit B ve Hepatit C Karaciğer Kanserine Nasıl Yol Açar? Kronik hepatit B (HBV) ve hepatit C (HBC) önce karaciğerde enflamasyona neden olur. Sağlıklı karaciğer hücreleri tahrip olmaya başlar ve karaciğer işlevlerini bozan skar (nedbe) dokusu oluşur. Kronik hepatit B ile yaşayan bireylerde hastalık tipik olarak birkaç yıl içinde fibroza, ardından siroz ve karaciğer kanserine ilerler. Benzer şekilde, kronik hepatit C’li insanlar da zamanla siroz gelişimi riski taşır, siroz ise karaciğer kanserine ilerleme riskini artırır.18 sonunda, kronik hepatit B hastalarının yüzde 15-25’i siroz ya da karaciğer kanseri gibi karaciğer hastalıklarından ölür. Her yıl yaklaşık 1 milyon kişi hepatit B kaynaklı karaciğer kanseri ya da karaciğer yetmezliğinden ölmektedir.
Kronik hepatit C hastalarının yüzde 20 30’unda enfeksiyona yakalandıktan sonraki 20 yıl içinde siroz gelişir, bu da karaciğer kanseri riskini belirgin bir şekilde artırır. Karaciğer Kanserinden Korunmak? Hepatit enfeksiyonunu önlemek, karaciğer kanserinden korunmada kritik önem taşır. Aşılama HBV’ye karşı başlıca korunma yöntemidir, fakat aşı sadece daha önce virüse maruz kalmamış bireylerde etkindir. HCV için henüz bir aşı bulunmamaktadır. Ayrıca aşırı alkol tüketimi, tütün kullanımı ve aflatoksine maruz kalma gibi risk faktörlerinin ortadan kaldırılması da karaciğer kanserinden korunmada önem taşır. HBV ya da HCV riski taşıyan kişilerin, virüsleri teşhis edecek basit kan testleri hakkında hekimlerine danışmaları gereklidir. Hepatit enfeksiyonun tespiti sadece hastalığın yaratabileceği karaciğer kanseri gibi ciddi sağlık sorunları açısından değil, gerek HBV gerekse HCV tedavileri ağır ya da hayati tehdit oluşturan komplikasyonların gelişmesini önlemeyi sağlayabileceği için de kritik önemdedir.” (Hürriyet)
Koruk yaptığı açıklamada, dünyada en yaygın virüsün viral hepatit olduğunu belirterek, “Karaciğerin işlevleri göz önüne alındığında, İngilizcede yaşayan/yaşamak anlamına gelen "live" ifadesinin karaciğer anlamına gelen "liver" kelimesinde geçmesi/bulunması nedensiz değildir. Karaciğer, enerji üretmek üzere besinleri parçalayarak vücudun enerji santrali işlevi görmek, kimyasalları ve hormonları düzenlemek ve enfeksiyonlarla savaşmak gibi vücudu temiz ve sağlıklı tutmaya hizmet eden 500’ü aşkın işlevden sorumludur. Virüslerden genetik bozukluklara, aşırı yağlı yemekten fazla alkol tüketimine, karaciğer sağlığını tehdit eden pek çok şey vardır. Viral tehditler arasında en başta gelen, dünyada en yaygın karaciğer enfeksiyonu olan viral hepatittir” dedi.
"YILLAR BOYU TEŞHİS EDİLMİYOR"
“Hepatit, karaciğer enflamasyonu demektir” diyen Koruk, “Karaciğerin hayati işlevlerini yerine getirme kapasitesini etkileyen birçok viral enfeksiyon tipini kapsar. Karaciğer üzerindeki etkileri arasında enfeksiyonlarla savaşma yeteneğinin zayıflaması, fibroz olarak adlandırılan orta şiddette skar dokusu oluşumu ve siroz denilen ağır skar dokusu oluşumu yer alır. En önemlisiyse, karaciğer hastalıklarının genelde önce hiçbir uyarı işareti ya da semptom göstermemesi ve komplikasyonların yıllar boyunca teşhis edilmeden sürebilmesidir” diye konuştu.
Farklı Virüslerin ve Farklı Bulaşma Yollarının olduğunu dile getiren Koruk, “Akut, yani kısa süreli viral hepatite yol açan çeşitli virüsler - A, B, C, D ve E - vardır. Pek çok vakada virüs, uzun vadeli komplikasyonlara yol açmadan kendi kendine yok olur. Ancak, B ve C tipi hepatit virüsleri ömür boyu süren kronik enfeksiyonlar geliştirebilir. Kronik hepatit hastalarının yüzde 15-25’inde zaman içerisinde siroz ve karaciğer kanseri dahil, hayati tehlike potansiyeli taşıyan hastalıklar gelişir. Farklı hepatit virüsleri farklı yollardan yayılır. Hepatit A ve E, enfekte insan dışkısıyla kontamine olan su ve yiyecekler yoluyla bulaşır. Hepatit B, C ve D ise enfekte kan ya da vücut sıvılarına temasla bulaşır.3 Hepatit B (HBV) ve C (HCV), en yaygın viral hepatit türleridir ve dünyada yaklaşık 500 milyon kişi bu iki virüsten biriyle kronik olarak enfekte durumdadır. HBV ve HCV her yıl yaklaşık 1 milyon kişinin ölümüne yol açmaktadır; her 3 kişiden biri ise şimdiye kadar virüslerden en azından biriyle karşılaşmıştır. Hepatit B virüsü (HBV) kronik karaciğer hastalığının ve karaciğer bağlantılı ölümlerin dünya çapındaki en önde gelen nedenidir. Tüm dünyada kronik HBV enfeksiyonu taşıyan insanların sayısı 350 milyondur, 2 milyar kişi ise hayatının bir noktasında virüse maruz kalmıştır. HBV ayrıca son derece bulaşıcıdır - HIV virüsünden 100 kat daha fazla bulaşıcıdır” şeklinde konuştu.
DİŞ FIRÇASI TRAŞ BIÇAĞI İLE DE BULAŞIR
Hepatit B (HBV) enfeksiyonuna yakalanma riskini anlatan Koruk, “HBV insandan insana enfekte kan ya da vücut sıvılarına temasla bulaşır. En yaygın bulaşma şekli coğrafi bölgelere göre farklılık gösterir. Batı Avrupa’da enfeksiyonların büyük bölümü enfekte kişiyle cinsel temas ya da iğne ve enjektör paylaşımı yoluyla bulaşır. Ancak, Asya ve Orta Doğu’da HBV en yaygın olarak anneden çocuğa ya da çocuktan çocuğa geçer. Diğer yaygın bulaşma yolları ise enfekte bireylerle diş fırçası, tıraş bıçağı gibi kişisel eşyaların ortaklaşa kullanılması ve dövme ve piercing için sterilize edilmemiş alet kullanımıdır. Enfekte anneler virüsü doğum sırasında bebeklerine geçirebilir; ayrıca kazara batan iğneler yoluyla enfekte kana maruz kalabilecek sağlık personeli de risk altındadır. Hepatit B enfeksiyonu geçiren çoğu birey herhangi bir belirti ya da semptom göstermez, ancak siroz ve karaciğer kanseri açısından çok daha büyük bir risk taşırlar. Gerçekten de, enfekte kişilerin yüzde 15-25'inde HBV kaynaklı karaciğer hastalığı gelişir. Birkaç yıl içinde, normal karaciğer dokusunun yerini ölü skar dokusunun alması demek olan siroz ortaya çıkar. Sonunda siroz karaciğer yetmezliğine yol açar, çünkü dokular öldükçe, karaciğerin işlev kabiliyeti azalır.
KRONİK HEPATİT B'NİN TEDAVİSİ YOK
HBV tüm dünyada kronik karaciğer hastalıklarının ve karaciğere bağlı ölümlerin baş sebebidir. Kronik HBV’nin doğrudan tedavisi yoktur, ancak daha ağır ve hayati tehdit oluşturan komplikasyonların gelişmesini önlemeye yardım eden iki tip tedavi bulunmaktadır. İnterferon tedavisi bağışıklık sisteminin enfeksiyona yanıtını güçlendirmek yoluyla etki gösterir. Antiviral tedavi ise virüsün kendini kopyalarken kullandığı sürece doğrudan müdahale ederek, böylece kandaki virus miktarını azaltmak suretiyle etkili olur. Kandaki virüs miktarının azaltılması, Bu miktarın zaman içerisinde mümkün olan en düşük seviyede tutulması, Tedavi seçenekleri her zaman bir hekimle ya da bu hedeflerin neden önemli olduğunu açıklayabilecek bir sağlık mesleği mensubuyla görüşülmelidir. Aşılama HBV’ye karşı başlıca korunma yöntemidir. Aşı sadece daha önce virüse maruz kalmamış bireylerde etkindir. HBV riski taşıyan kişilerin, teşhis için basit kan testleri hakkında hekimlerine danışmaları gereklidir. Yaratabileceği ciddi sağlık sorunları açısından olduğu gibi, enfekte kişi belirti göstermediği halde hastalığı başkalarına bulaştırabileceği için de HBV enfeksiyonunun tespiti kritik önemdedir. Semptom görülmemesi nedeniyle, hastalığı teşhis edilmemiş milyonlarca HBV'li insan vardır. Son olarak, HBV’nin yayılmasını önlemek için risk faktörlerini anlamak ve virüse maruz kalmaya yol açabilecek durumlardan kaçınmak gerekir” ifadelerini kullandı.
"ÖLÜMLERİN DÜNYA ÇAPINDAKİ EN ÖNDE GELEN NEDENİDİR"
Karaciğerin geniş bir çeşitlilikte yaşamsal işlevlerde rol alan vücudun büyük ve önemli organlarından birisi olduğunu dile getiren Koruk sözlerini şöyle sürdürdü:
“Ne yazık ki, karaciğer komplikasyonları genellikle belirsiz kalırlar, hatta semptom oluşturmazlar ve sıklıkla uzun yıllar tespit edilmezler. Hepatit B gibi kronik karaciğer enfeksiyonları vücudun kendini ayakta tutma yeteneğini belirgin olarak bozabilir ve sonuçta karaciğer kanseri, karaciğer yetmezliği, ve sonunda ölüm dahil daha ciddi durumlara yol açabilirler. Virüslerden genetik bozukluklara, aşırı şişmanlıktan aşırı alkol alımına kadar birçok neden karaciğer bozukluklarına yol açsa da Hepatit B dünyanın en yaygın karaciğer enfeksiyonudur. Hepatit B hepatit B virüsü (HBV) ile oluşur ve dünyada iki milyardan daha fazla insanda enfeksiyon geçmişi vardır. Birçok olguda, virüs uzun vadeli komplikasyonlara olmadan kendini yok eder. Ancak virüs bir hayat boyu varlığını sürdürebilir veya bireylerde karaciğer kanseri oluşturma riskini arttıracak kronik hastalığa yol açabilir. Kronik enfeksiyon prevalansı geçiş yoluna ve virüsün alındığı yaşa bağlı olsa da, yetişkin vakaların yaklaşık % 10’u kronik enfeksiyona dönüşür.
350 MİLYON KİŞİYİ ETKİLİYOR
Dünyada yaklaşık 350 milyon kişi kronik hepatit B ile enfekte olmuştur. HBV kişiden kişiye enfekte kan veya vücut sıvıları ile bulaşır. Bulaşmanın en sık yolu coğrafi değişkenlik göstermektedir. Batı Avrupa’da bulaşma çoğunlukla enfekte kişilerle yapılan cinsel ilişki yolu yanı sıra iğne ve şırınga paylaşımıyladır. Ancak Asya ve Orta Doğu’da HBV ağırlıklı olarak anneden çocuğa ve çocuktan çocuğa bulaşma şeklindedir. Bulaşmanın diğer yolları enfekte kişiye ait diş fırçalarının veya jilet gibi kişisel eşyalarının veya sterilize olmayan piercing ve dövme aletlerinin paylaşımıdır. Enfekte anneler bebeklerine doğum sırasında enfeksiyon bulaştırabilirler. Sağlık çalışanları da kaza ile enfekte iğnelerin kendilerine batması nedeni ile risk altındadırlar. Her karaciğer enfeksiyonu enflamasyona neden olur ve karaciğerin hayati işlevlerini gerçekleştirecek karaciğer kapasitesine zarar verir. Özellikle komplikasyonlar enfeksiyonlarla mücadele yeteneğinin azalmasından, fibrozis denilen hafif ve orta derecede yara izi-dokusu dokusu oluşmasına ve siroz denilen ağır yara izi-dokusu oluşmasına kadar gidebilir. En önemlisi karaciğer hastalıkları genellikle hiçbir belirti veya semptom göstermez ve komplikasyonlar yıllarca tanı konmadan kalabilir. Hepatit B’li çoğu kişide herhangi bir belirti veya semptom ortaya çıkmaz, ancak bu kişilerde siroz ve karaciğer kanseri gelişme riski çok daha yüksektir. Her yıl yaklaşık 2000-4000 kişi hepatit B nedenli karaciğer hastalığı nedeniyle ölmektedir.
Siroz, önceden var olan karaciğer hasarı veya enfeksiyonundan yıllar sonar, normal karaciğer dokusunun yerini ölü yara izi dokusunun yer almasıdır. Sonunda, doku öldükçe, karaciğerin işlev yeteneği azalır ve siroz karaciğer yetmezliğine yol açar. Hepatit B, siroza ek olarak neredeyse her zaman ölümcül olan karaciğer kanserlerininyüzde 80’inden sorumludur. 10 Hepatit B virüsü (HBV) kronik karaciğer hastalığının ve karaciğer bağlantılı ölümlerin dünya çapındaki en önde gelen nedenidir. Aşılama hepatit B korunması için birincil yoldur. Aşı sadece virüse önceden maruz kalmayan bireyler için etkilidir. Hepatit B riski altındaki tüm bireyler hepatit B tanısı için, basit bir kan testi hakkında doktorlarına başvurmalıdırlar.
HBV enfeksiyonunun saptanması sadece potansiyel olarak ciddi sağlık etkileri nedeniyle değil, enfekte kişinin bilmeden hastalığı yayıyor olması nedeniyle kritiktir. Son olarak vurgulanması gereken, hepatit B yayılmasının önlenmesi risk faktörlerinin anlaşılmasını ve virüs maruziyetinden sakınılmasını gerektirdiğidir. Daha şiddetli ya da yaşamı tehdit edici komplikasyonların gelişmesini engelleyen tedaviler vardır. Bazı ilaçlar enfeksiyona bağışıklık sisteminin tepki geliştirmesini güçlendirmek yoluyla etki gösterirler. Bazı ilaçlar ise virüsün kendini kopyalama sürecini doğrudan engelleyerek ve böylece kandaki virüs miktarını azaltarak etki gösterirler, Kan içinde virüs miktarını azaltılması, Zaman içerisinde virüs düzeyinin mümkün olduğunca düşük tutulması tedavi seçenekleri her zaman bu hedeflerin neden önemli olduğunu açıklayabilen bir doktor veya sağlık profesyoneli ile görüşülmelidir.”
KARACİĞER KANSERİ VE HEPATİT
Karaciğer kanserinin dünyada kanserden kaynaklanan ölümler arasında 3.’cü geldiğini kaydeden Koruk şunları söyledi:
“Hepatosellüler karsinom (HCC) diye de adlandırılan primer karaciğer kanseri, tüm dünyada kanserden kaynaklanan ölümler arasında üçüncü sırada gelmektedir. Hastalığa yol açan nedir? Nasıl önlenebilir? İnsan vücudundaki en büyük ve en önemli organlardan biri olan karaciğer, enerji üretmek üzere besinleri parçalayarak vücudun enerji santrali işlevi görmek, kimyasalları ve hormonları düzenlemek ve enfeksiyonlarla savaşmak gibi vücudu temiz ve sağlıklı tutan çok çeşitli yaşamsal süreçlerde etkindir. Maalesef, karaciğer kanseri gibi ciddi bir hastalık ortaya çıkıncaya kadar karaciğer komplikasyonları genelde yıllarca farkına varılmadan kalır. Bunun nedeni, karaciğer dokusunun en az %75’i yıkıma uğramadan karaciğer işlevlerinde bir azalmanın görülmemesidir. Hepatit, yani enfeksiyondan kaynaklanan karaciğer enflamasyonu, tüm dünyada primer karaciğer kanseri vakalarının yüzde 80’inden sorumludur. Özellikle hepatit B (HBV) ve hepatit C (HCV) dünya çapında karaciğer kanserinin baş sebebidir.
Diğer risk faktörleri ise şunlardır: aşırı alkol kullanımı; aflatoksinlere (yağlı tohumlarda, baklagillerde ve tohumlarda görülen bir küf tarafından üretilen toksinler) maruz kalmak; demir depolama (vücutta karaciğer ve diğer organlarda aşırı demir birikmesi) hastalığı; siroz, obezite ve diyabet.İstatistikler şunları ortaya koyuyor, Primer karaciğer kanserinde 5 yıl sağkalım oranı yüzde 10’dan düşük, 2008’de tüm dünyada 749.000 karaciğer kanseri vakası bildirildi. Hepatit B ve Hepatit C Karaciğer Kanserine Nasıl Yol Açar? Kronik hepatit B (HBV) ve hepatit C (HBC) önce karaciğerde enflamasyona neden olur. Sağlıklı karaciğer hücreleri tahrip olmaya başlar ve karaciğer işlevlerini bozan skar (nedbe) dokusu oluşur. Kronik hepatit B ile yaşayan bireylerde hastalık tipik olarak birkaç yıl içinde fibroza, ardından siroz ve karaciğer kanserine ilerler. Benzer şekilde, kronik hepatit C’li insanlar da zamanla siroz gelişimi riski taşır, siroz ise karaciğer kanserine ilerleme riskini artırır.18 sonunda, kronik hepatit B hastalarının yüzde 15-25’i siroz ya da karaciğer kanseri gibi karaciğer hastalıklarından ölür. Her yıl yaklaşık 1 milyon kişi hepatit B kaynaklı karaciğer kanseri ya da karaciğer yetmezliğinden ölmektedir.
Kronik hepatit C hastalarının yüzde 20 30’unda enfeksiyona yakalandıktan sonraki 20 yıl içinde siroz gelişir, bu da karaciğer kanseri riskini belirgin bir şekilde artırır. Karaciğer Kanserinden Korunmak? Hepatit enfeksiyonunu önlemek, karaciğer kanserinden korunmada kritik önem taşır. Aşılama HBV’ye karşı başlıca korunma yöntemidir, fakat aşı sadece daha önce virüse maruz kalmamış bireylerde etkindir. HCV için henüz bir aşı bulunmamaktadır. Ayrıca aşırı alkol tüketimi, tütün kullanımı ve aflatoksine maruz kalma gibi risk faktörlerinin ortadan kaldırılması da karaciğer kanserinden korunmada önem taşır. HBV ya da HCV riski taşıyan kişilerin, virüsleri teşhis edecek basit kan testleri hakkında hekimlerine danışmaları gereklidir. Hepatit enfeksiyonun tespiti sadece hastalığın yaratabileceği karaciğer kanseri gibi ciddi sağlık sorunları açısından değil, gerek HBV gerekse HCV tedavileri ağır ya da hayati tehdit oluşturan komplikasyonların gelişmesini önlemeyi sağlayabileceği için de kritik önemdedir.” (Hürriyet)