AK Parti'nin kürtaj düzenlemesi şekillendi. Üç bakanlığın ortak hazırladığı rapora göre 10 haftalık sınır değişmeyecek.
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ''Her kürtaj bir Uludere'dir'' sözleriyle başlayan kürtaj tartışmaları, bugün yeni bir noktaya taşındı.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın da 'cinayet' olarak tanımladığı kürtajla ilgili düzenleme hafta başında Bakanar Kurulu'na sunulacak.
Kamuoyunda en çok tartışma konusu olan zaman sınırlamasında ise mevcut düzenleme korunacak. Böylece kürtaj yasağı 10 haftadan sonra uygulanacak.
Ayrıca kürtajı, uzman doktorlar yapabilecek pratisyen hekimlere yasak olacak.
Yapılacak mekanlarla ilgili noktalar da yeniden düzenleniyor. Operasyonlar sadece hastanelerde yapılabilecek. Muayenehaneler ve kliniklere de yasak geliyor.
Bu sınırları ve kısıtlamaları dikkate almayanlara ise ceza getiriliyor.
Üç bakanlığın ortak hazırladığı ve Bakanlar Kurulu'na pazartesi sunulması beklenen düzenlemeyle ilgili son sözü Başbakan Erdoğan söyleyecek. Erdoğan'ın onay vermesinin ardından Meclis'e gönderilmek üzere kanun teklifi hazırlanacak.
'KÜRTAJA BİR YASAK GELMEDİ'
Düzenlemeyi NTV yayınında değerlendiren Jinekoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail İtil şunları söyledi: "Kürtaja bir yasak gelmediği görülüyor, bu olumlu bir gelişme. Hafta sınırı korunuyor. Hastane koşullarında kürtajın önlemleri alınıyor. Aile planlaması yöntemlerinin de tanıtılması, kürtajın yöntem olmadığının vurgulanması planlanıyor. Genel olarak olumlu.
'ANNE İSTEĞİYLE SEZARYEN TARTIŞILMALI'
Sezaryenin tıbbi zorunluluk durumunda yapılması gerekiyor. Anne isteğiyle sezaryenin belki biraz daha tartışılması gerekir. Dünya Kadın Doğum Federasyonu, tıbbi zorunluluk halinde sezaryen yapılması gerektiğini öneriyor. Birçok kadın doğum cemiyeti sezaryenin belirli koşullarda yapılabileceğini belirtiyor. Hekimin normal doğum tarafında olması gerektiği kaydediliyor. Annenin korkuları varsa eğitimden geçirilerek, psikolojik destekle normal doğuma yönlendirilmesi belirtiliyor. Ancak anne yine de isterse sezaryen öneriliyor. Doğum sırasında her türlü önlem alınmasına rağmen endikasyonlardan hekimin sorumlu tutulamayacağını belirten madde bizi sevindirdi. Sezaryenle ilgili olan en büyük korku tıbbi hatalarla ilgili davalar. Bu konuda düzenleme yapılması gerektiğini belirtmiştik. Birçok hekim doğal olarak doğumda oluşabilecek, her türlü önlem alındığı halde oluşabilecek zarardan hekime binlerce liralık tazminat çıkıyordu. Sezaryen yasaklanıyor demek doğru değil.
'SEZARYEN ORANI DÜŞECEK'
Yapılan çalışmalarda tıbbi hata yapma korkusunun sezaryene yönlenmedeki en sık neden olduğu görülüyor. Türkiye bu davalar içinde en sık davaya maruz kalan hekim grubudur. Bazen her şey tam olarak yapılsa da doğum anında zararlanma olabilmektedir. Bu yasayla eğer her türlü önlem alınmışsa, tüm özene rağmen oluşacak zarardan hekim sorumlu olmayacak. Bu sezaryen oranını düşürecek bir gelişme. Sezaryenin anne ya da bebek sağlığı tehlikeye girecekse yapılması gerekiyor." (NTV)
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ''Her kürtaj bir Uludere'dir'' sözleriyle başlayan kürtaj tartışmaları, bugün yeni bir noktaya taşındı.
Sağlık Bakanı Recep Akdağ'ın da 'cinayet' olarak tanımladığı kürtajla ilgili düzenleme hafta başında Bakanar Kurulu'na sunulacak.
Kamuoyunda en çok tartışma konusu olan zaman sınırlamasında ise mevcut düzenleme korunacak. Böylece kürtaj yasağı 10 haftadan sonra uygulanacak.
Ayrıca kürtajı, uzman doktorlar yapabilecek pratisyen hekimlere yasak olacak.
Yapılacak mekanlarla ilgili noktalar da yeniden düzenleniyor. Operasyonlar sadece hastanelerde yapılabilecek. Muayenehaneler ve kliniklere de yasak geliyor.
Bu sınırları ve kısıtlamaları dikkate almayanlara ise ceza getiriliyor.
Üç bakanlığın ortak hazırladığı ve Bakanlar Kurulu'na pazartesi sunulması beklenen düzenlemeyle ilgili son sözü Başbakan Erdoğan söyleyecek. Erdoğan'ın onay vermesinin ardından Meclis'e gönderilmek üzere kanun teklifi hazırlanacak.
'KÜRTAJA BİR YASAK GELMEDİ'
Düzenlemeyi NTV yayınında değerlendiren Jinekoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail İtil şunları söyledi: "Kürtaja bir yasak gelmediği görülüyor, bu olumlu bir gelişme. Hafta sınırı korunuyor. Hastane koşullarında kürtajın önlemleri alınıyor. Aile planlaması yöntemlerinin de tanıtılması, kürtajın yöntem olmadığının vurgulanması planlanıyor. Genel olarak olumlu.
'ANNE İSTEĞİYLE SEZARYEN TARTIŞILMALI'
Sezaryenin tıbbi zorunluluk durumunda yapılması gerekiyor. Anne isteğiyle sezaryenin belki biraz daha tartışılması gerekir. Dünya Kadın Doğum Federasyonu, tıbbi zorunluluk halinde sezaryen yapılması gerektiğini öneriyor. Birçok kadın doğum cemiyeti sezaryenin belirli koşullarda yapılabileceğini belirtiyor. Hekimin normal doğum tarafında olması gerektiği kaydediliyor. Annenin korkuları varsa eğitimden geçirilerek, psikolojik destekle normal doğuma yönlendirilmesi belirtiliyor. Ancak anne yine de isterse sezaryen öneriliyor. Doğum sırasında her türlü önlem alınmasına rağmen endikasyonlardan hekimin sorumlu tutulamayacağını belirten madde bizi sevindirdi. Sezaryenle ilgili olan en büyük korku tıbbi hatalarla ilgili davalar. Bu konuda düzenleme yapılması gerektiğini belirtmiştik. Birçok hekim doğal olarak doğumda oluşabilecek, her türlü önlem alındığı halde oluşabilecek zarardan hekime binlerce liralık tazminat çıkıyordu. Sezaryen yasaklanıyor demek doğru değil.
'SEZARYEN ORANI DÜŞECEK'
Yapılan çalışmalarda tıbbi hata yapma korkusunun sezaryene yönlenmedeki en sık neden olduğu görülüyor. Türkiye bu davalar içinde en sık davaya maruz kalan hekim grubudur. Bazen her şey tam olarak yapılsa da doğum anında zararlanma olabilmektedir. Bu yasayla eğer her türlü önlem alınmışsa, tüm özene rağmen oluşacak zarardan hekim sorumlu olmayacak. Bu sezaryen oranını düşürecek bir gelişme. Sezaryenin anne ya da bebek sağlığı tehlikeye girecekse yapılması gerekiyor." (NTV)